Arabesk Aşk Sözleri
Arabesk Aşk Sözleri, Arabesk Aşk Yazılar.
Bir dilenciyim senden aşkı dilenen, her fırsatta hor görülüp belki gülüp alay edilen, bir dilenciyim geleceğini bilmeyen, senden ne para ne pul nede acımanı bekleyen.
Sen yıktın sevgilim sen virane ettin, gittin de ne oldu eyvah yazık ettin, ben bir tecrübeyi aşkta kazanırken, sen bir sevgili bir gönlü kaybettin, sevenini kaybettin.
Aşk benim dert benim hasret benimdir, al toprak al Leyla senindir. Ahhh bir gün buluşuruz Mevla’m kerimdir, beklemek ibadet kalmak zulümdür, beklemek ibadet gitmek ölümdür.
Aşkını kalbimden yoktur silecek. Kader yüzümüze canım, bir gün gülecek. Seni sevdiğimi, eller bilecek, ellerin sözüne uyan, korkak değilim, seni sevdiğime canım pişman değilim.
Sevgilim sevgiden bir mabet yaptım. Ömrümü canimi sana adadım. Var mıyım yok muyum her şey senin elinde. Fırsat ver bulaşalım zamanın bir kösesinde. Kaybettim kendimi duyguları sevinde.
Bağrımda bir ateş var ne bileceksin. Ölsem de ne duyacak ne göreceksin. Hep seninle yaşadı öldü deseler, aşkından öldüğümü bilmeyeceksin. Belki biraz üzülüp kim diyeceksin.
Aşk sihrine güç mü yeter, dur diyemem ki seven gönlü kim susturmuş, sus diyemem ki. Senden gelen hiçbir şeye git diyemem ki. Anlatamam ki anlatamam ki. Senin gibi bir sevgili yaratamam ki.
Sen aşkımla bende doğan benden daha büyük bir çilesin. Arıyorum sen bul beni ben neredeyim şimdi sen neredesin? Bahtının gölgesine sığınıp ta kalmışım, bir dilenci misali el açıp yalvarmışım.
Doğan bir pişman, doğmayan iki doğuştan felekle düşmanım sanki herkeste bir kalp sevgiye muhtaç sevenler bir ise, sevmeyen iki. Bu ne aşktır ya Rabbim öldürdü beni ne kendisi güldü, ne de güldürdü beni.
Kim bilecek daha neler neler bekliyor ikimizi, belki de çok mutlu olacaktık tutsaydık dilimizi, bu inat bu kapris bu kavgalar yıprattı sevgimizi, en acı sözler bile söylerken tutmadık dilimizi.
Açık kaldı gönlümün aşkla dolu sayfası bu hatıra ömrümün en acı hatırası terk edip te gitti beni ellerim boş kalmıştım. Yalnızlığın böylesini ben ömrümce tatmamıştım. Anladım ki bu aşkta ben aldanmıştım.
Döküyorsun yaprak gibi, çiğniyorsun toprak gibi, kaçıyorsun korkak gibi, benim de bir canım yok mu? Doğru desem yalan dersin, sevap dersem günah dersin, benden daha ne istersin? Benim de bir canım yok mu?
Ne olur ne olur ne olur dön bana. Bak batıyor yine akşam güneşi. Aşkımı dillerde gözümü yollarda… Kimsesiz bırakan şu gurbet ellerde… Sanki kara bulut seni saklıyor benden. Ne olur ne olur ne olur dön bana. Yine gölgelendi akşam güneşi.
Beklerim yollarını gelecek gelecek sevgilim yok. Açmışım kollarımı saracak sevgilim yok. Bir gün olsun yüzüme gülecek sevgilim yok. Ömür boyu çekerim yar uğruna cefayı. Bu çektiğim cefayı bilecek sevgilim yok.
Hepimizin hayatı iki kelime, bir varmış bir yokmuş şu âlemde. Bir gün sana doymadan göçüp gidersem eğer. Son nefeste adın dilimde… Her şey sende başlar, seninle biter. Sevilmek ümidi sevmekten beter… Nazar değmesin sana, eller değmesin sana, sensizlik ölüm bana.
Meydan mı verirdim bu ayrılığa, bilseydim bu kadar zor olduğunu. Bilseydim dünyanın böyle karanlık, bilseydim bu kadar dar olduğunu. Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın bilseydim biranda kor olduğunu. Bilseydim su anki gönül acımın, senin yokluğunda var olduğunu.
Senin hasretin varken bu şehirde yaşanmaz!
Dostun kalitelisi kavgada, aşığın kalitelisi veda da belli olur.
Elbet bir gün o gün gelir; senin için bu can ölür!
Hâlbuki ben onun düşmekten korktuğu uçurumun dibindeyim.
Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden.
Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşk’tan içimde bir acı kaldı!
Gözlerindeki ayet derinliğini, hayrına tefsir etsen ya!
Dört bir yandan kuşatılmış şehir gibiyim. Hiç tadım yok gene zehir gibiyim!
Özlerim ben seni seninle bile; vuslat mı hasret mi? Adını sen koy!
Ben çoktan ölmüşüm yaşıyorum sanma! Dokunsan düşecek hale gelmişim.
Gözlerim yaş dolu bahtımsa kara; Sensizlik içimde dermansız yara.
Yanlışların hesabı, duaların sevabı, soruların cevabı var. Benim hiçbir şeyim yok!
Ellerin talihi durmadan gülmüş. Bizimse gülümüz açmadan solmuş.
Hali vakti yerinde bir yalnızlık benimkisi, keder elden, yas gözden geçinip gidiyoruz.
Değerin kıymetin biliniyor sanma! Düşeni götürür kullar affetmez!
Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa!
Her gece rüyamda işin ne senin? Ben böyle yaşamak zorunda mıyım?
Bıçak yarasından ibarettir insan vücudu. Dostların sırtına saplar, sevdiği ise kalbine.
Bu hayat denizinde benim gemim battı gitti. Benim şansım yattı gitti.
Kader beni benden aldı. Çekilmez dertlere saldı. Sen geleceksin diye gözlerim yollarda kaldı.
Kınamayın beni, çok görmeyin bana, sevdalandım tam yürekten, yana yana, kana kan.
Kolumuzu ısırarak saatler yapardık hep küçükken sanki zamanın canımızı acıtacağını anlarmış gibi.
Seni nasıl sevdiğimi kalbin nerden bilebilir? Sen hiç aşık olmadın ki sana yalan gelebilir!
Geçmişte yaşadıklarını geçmiş olsun de ve bırak. Devamlı dikiz aynasına bakarsan önünü göremezsin.
Benim aşkta tek dileğim, benim cefada örneğim, ağlatmayı hüner bilen benim vefasız sevgilim.
Olmayacak insanlarla kalıbını aşan hayaller kuruyoruz. Ama unutuyoruz. Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz.
Dile kolay yedi sene, son diyorsun öl desene, yedi veren gül busene, doydum desem yalan olur.
Beni böyle sev seveceksen. Kalbim senin gir gireceksen. Girme ömrüme girme gönlüme, ne dertliymiş bu diyeceksen.
Biz yıldız kaydıktan sonra dilek tutmak yerine, namazları kıldıktan sonra dua etmeyi tercih ediyoruz.
Benden istediğin nedir söyle. Bazı düşünceler gelmez dile. Bazen efendi bazen de bir köle. İstersen olurum ben seve seve.
Kara sevda yazılmıyor kâğıda, günler asır gibi gelir Nihat’a ölüm bu hayattan iyi olsa da elde değil ölemeyiz sevdiğim.
Anlarsın sevdiğim ele düşünce kıymetimi soysuz ele düşünce, unvanın duyulup dile düşünce, lakabını dilber takarlarsa dön.
Demişsin ya onun gibileri cebimden çıkarırım diye. Dinle. Ben senin gibilerini tespihe dizerim, tövbe tövbe diye çekerim.
Benim bir gülüm vardı soldurmadan koklardım. Verdiğin hatırayı hep kalbimde saklardım. O beni unutsa da ben onu unutmadım.
Yüzünde şüpheli bir anlam vardı. Bana ne dediysen sanki yalandı. İçimi tarifsiz bir korku sardı. Aşkımı düşündüm aklım takıldı.
Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.
Açmak için zahmet etme zarf açık, hala bana sevgin varsa birazcık, mektubumu alır almaz yola çık, gözyaşlarım bir acayip azdılar.
Geç kalmadık sevilmeye sevmeye. Hasret kaldık biz muhabbet etmeye. Sırılsıklam eden aşk yağmurları… Sürüklüyor beni mecnun etmeye.
Ateşi su bildim göz göre göre, aklım zavallıydı duyguma göre, bahtına şükretti “Mecnun” bin kere, ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen…
Ettiler aşkımı benden biçare, ne bahtım uyanır ne feryat çare, bir zulüm dünyayı kana bulamış aman, ben mecnun aşk mecnun kader divane.
Aşkın zirvesine varmak istersen, bedensiz sevgiyi kavraman lazım. O eşsiz duyguyla yanmak istersen bir kıvılcım yeter, inanman lazım.
Batmayan bir güneş doğdu ufkumda, sen benim gecemi gündüz edensin, bu alem gülmeyi senden öğrenmiş, sen aşkın en güzelini aşkla verensin.
Farz et ki bir rüya gördük ikimiz, gerçekte bu hissi taşımadık biz, böyle bir masalı yaşamadık biz, bir varmış bir yokmuş sayalım gitsin.
O güzel ellerin başka bir el tutarsa, o güzel gözlerin başka göze bakarsa ne zamanki o kalbin başka aşkla atarsa, ölürüm ben o zaman ölürüm.
Unuttun mu ıstırapla geçen yılları. Lanetlenen bu kaderi ikimiz yazdık. Mutluluğa giden yolun kapılarını. Öfke ile inat ile bizler kapattık.
Bir daha aşık olmak mı tövbeler olsun. Seviyorum seni dersem dilim tutulsun. Bağrıma taş bastım haberin olsun. Yemin ettim aşka tövbeler olsun.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun dolmamış çileler, yaşanmamış dertler hasret çeken gönül, benim mi olsun.
Ne oldu bana bilemem kendimi unuttum ben eski halimle daha mesuttum. Güvenmiştim talihime ne umdum ne buldum. Bıktım artık ben bu aşktan yoruldum.
Nerden gördüm seni görmez olaydım. Aşka hürmetin yokmuş, sevmez olaydım. Beni de Allah yarattı ben de bir kulum merhamete gel artık yeter bu zulüm.
Hercai bir duygunun meftunuyum ben. Yine kıyma bana güzelim düşmüşüm ellerine. Ne bülbüle hacet var ne de gonca güllere. Ben sevmeye aşığım istediğin biçimde.
Bana ihanet eden aşkımı gömeceğim. Mezarının başında vefasız diyeceğim. Kaz mezarcı derin kaz aşkımı gömeceğim. Yıllar var ki harap eden beni bırakıp giden.
Nerde benim hasretim ümidim neşem, nerde boyun eğdiğim inancım saygım nerde, nerde benim gençliğim hani sevenler nerde, uğruna baş koyduğum, seninim diyen nerde.
Gönlümde sefalet aşkla başladı. İsyan etti bana bütün duygularım. Her yudum bir zehir her nefes bir alev. Her ahımda kaldı arzularım, ah edişte kaldı arzularım.
Ben daha ne çile, dertlere yolcuyum ben alnına dert yazılan kader mahkûmuyum fark etmez yaşamam, sen mesut ol yeter dertler bana gönül vermiş ben aşk sarhoşuyum.
Beklemek çok hüzünlü sessiz bir şarkı gibi… Çek derdi ıstırabı aşkıma hep yıllardan. Sen hep o sevgilisin sen hep o beklenensin. Sen benim dertlerimin en güzelisin.
Başa gelen çekilirmiş, çekemem diyemem, yar eliyle zehir verse, içemem diyemem, ben aşkımı senle buldum, sana inandım yeminim var senden başka sevemem sevemem.
Dilerim her arzun gerçek olsun, hayat bu, şansın hep açık olsun, hatıralar, hasret benim, ömrüm senin senin olsun. Dertler benim, çile benim hayat senin senin olsun.
Bu dünyada rahat yok ölüm belki kurtuluş al canimi ya rabbim bitsin artık kahroluş bir duaydın dilimde tek ümittin ömrümde kader vurdu felek aldı aşkım kaldı gönlümde.
Ayrılığın böylesi görülmüş bir şey değil, bu aşkın ıstırabı çekilecek dert değil, bir toz gibi savrulduk hepimiz bir kenara, hasret dolu gözlerim şimdi döndü pınara.